Enjeksiyonla obezite tedavisi fazla kilo veya obezite gibi hastalıklarla boğuşan bireylerin sıklıkla başvurduğu, endoskopi işlemi ile mideye botilinum toksin maddesinin enjekte edildiği bir kilo verme yöntemidir. Enjeksiyonla obezite tedavisindeki ana amaç mide kaslarının kontrolünü sağlamaktır. Mide kaslarının kontrolünün sağlanmasıyla birlikte kasların kasılımında azalma gerçekleşir ve böylece midenin boşaltılması geç gerçekleşir. Dolayısıyla midede doluluk hissi sürdürülerek hastaların iştahlarını kaybetmeleri sağlanır. Kilo kaybı bu şekilde gerçekleşir.
Enjeksiyonla obezite tedavisinden fazla kilosu problemi olan veya obezite problemi yaşayan herkes faydalanabilir. Enjeksiyonla obezite tedavisi cerrahi bir operasyon değildir. Burada doktor kontrolünde hareket edilmesi ve doktor önerilerine göre adımlar atılması gerekmektedir. Çünkü morbid obezite seviyesindeki hastaların enjeksiyonla obezite tedavisi gibi uygulamalarla başarıya ulaşmaları oldukça güçtür. Dolayısıyla daha doğru bir tedavi çeşidi varsa ki genelde cerrahi operasyonlar tercih edilmektedir, kişinin kendisi için doğru tedavi yöntemiyle tedavi edilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla enjeksiyonla obezite tedavisinin kilo problemi kritik seviyeye çıkmamış ancak diğer yöntemlerle kilo veremeyen kişilerde uygulanması önerilmektedir.
Enjeksiyonla obezite tedavisi işlemi cerrahi operasyonla gerçekleşmemektedir. Oldukça basit bir şekilde endoskopi yöntemiyle ağızdan girilir ve midede işlem gerçekleştirilir. Endoskop aleti ucunda görüntüleme ve ışık cihazı bulunan, küçük ve dar bir tüp şeklinde bükülebilen bir alettir. 20 ila 30 dakika gibi bir sürede endoskop aleti ile mideye inilir ve enjeksiyon işlemi mide kaslarına uygulanır. İşlem esnasında sedatif ilaçlarla hastalar uyutulur. Sedasyon uygulaması genel anestezi değil, hafif anestezi uygulamalar sınıfında yer almaktadır. İşlemin bitiminin ardından hastanede birkaç saatten fazla kalınmasına gerek duyulmamaktadır. Kesi içermediği için ve müdahale sonrası süreç sancılı olmadığından ötürü kilo problemi yaşayan hastalar tarafından oldukça sık kullanılan bir yöntem haline gelmiştir.
Enjeksiyonla obezite tedavisi sonrası enjeksiyonun etkisi 6 aya kadar uzayabilir ancak bu sürenin sonunda enjekte edilen ilacın etkisi tamamen yok olur, dolayısıyla kalıcı bir durum oluşturmamaktadır.
Bu süreçte fazla kilo problemi olan veya obeziteyle savaşan hastalar mevcut kilolarında %15 oranında kayıp yaşayabilirler. Elbette enjeksiyonla obezite tedavisi uygulamasını beslenme alışkanlığındaki değişikliklerle ve egzersizlerle desteklemelilerdir. Bu 6 aylık süreçte daha az besin tüketileceği için kişinin ihtiyacı olan besin maddelerini vücuduna alması gerekmektedir. Kilo kaybı için uygun olan düşük karbonhidrat, yüksek protein ve ihtiyacı kadar faydalı yağ tüketimiyle kişi kolorisini kontrol altında tutmalıdır. Halihazırda kişi doygunluk hissi yaşayacağı ve iştah kaybına uğrayacağı için kalori açığı vermek ancak bu açığı verirken doğru gıdaları almak ve egzersiz uygulamaları yapmak, kilo kaybı oranını ciddi oranda artıracaktır. Bu ögelere dikkat etmeyen bireylerse daha az kilo verecek ve enjeksiyonla obezite tedavisi etkisini yitirdikten sonra tekrar kilo almaya müsait olacaklardır. Dolayısıyla bu 6 ay alışkanlıkları kalıcı olarak değiştirmek için en kritik zamandır.
Enjeksiyonla obezite tedavisi uygulaması geçirmiş bireylerin asitli içecekler tüketmesi, fast food gibi zararlı yağlar içeren gıdalar tüketmesi önerilmez. Dolayısıyla işlem sonrasında dikkat edilmesi gereken hususlar arasında bunlar bulunmaktadır.
Enjeksiyonun vücuduna yayılacağından endişe eden bireyler için, enjeksiyon uygulaması yalnızca midede sinir iletimini bloke etmektedir dolayısıyla böyle bir vaka gözlemlenmemiştir. Aynı zamanda bağırsak tembelliği yaşayan hastaların da çeşitli endişeleri bulunmaktadır. Ancak enjeksiyonun bağırsak fonksiyonlarına bir etkisi bulunmamaktadır.
Enjeksiyon özellikle estetik cerrahi alanlarında sıkça kullanılan bir malzemedir. Deriye ve cildin çeşitli bölgelerine yıllardır uygulanmaktadır ve günümüzde herhangi bir tehlikeli yan etkisi bilinmemektedir. Yalnızca kas hastalığı olan veya enjeksiyonlara alerjisi bulunan kişilerde uygulanması sakıncalıdır. Elbette her müdahalede olduğu gibi kişinin alanında uzman doktorlarca yönlendirilmesi ve uygulamanın gerçekleştirilmesi başarılı bir sonuca ulaşılması için oldukça önemlidir.